GAİA

E-Posta: gaia@gmail.com

>> TÜM YAZILARI

Yılan saçlı kadın mitini yani Medusa'yı bilmeyeniniz yoktur diye düşünüyorum.
Güzelliği yüzünden zarar gören uğradığı saldırı yeteri kadar kötü değimiş gibi üstüne birde şaçlarının her bir teli yılana dönüştürülen, az gelmiş olacak ki ölümüne avlanan zavallı bir kadın Medusa.
Ölümünden sonra da Medusa’nın başı bahsedilen bu mitolojik efsaneden dolayı tabiri caizse bir koruyucu olarak birçok yerde kullanılmaya başlanır. Lahitlerde, sığınaklarda, tapınaklarda, ki en önemlilerinden birisi Didim Apollon Tapınağı’dır, zarar vermek amacında olan insanları uzak tutabilmek için Yerebatan sarnıcında baş aşağı  duran Medusa,Athena’nın kalkanında olduğu gibi birçok kalkanda, zırhta Medusa’yı görmeniz de mümkün. Aslında Medusa başı bir anlamda önemli yapıların ve insanların zora düşebileceği durumlar için önemli bir koruyucu olarak kullanılmıştır.

Yaşanan felsefe çağında bazı özgürlükler solmuş, kadın da kendi duruşları hakkında farkındalıkları olmuştur. Medusa’nın bu olayı cinsiyet sorununa karşı başkaldırı olarak kabul edilir. İlk başlarda yılan simgesi anneliği yansıtmaktaydı Aztek ve Antik Mısır da yeniden doğuş, bereket, güç sahibi olmak ile ilgili anlamlar taşırken daha sonra yahudilikte şeytanilik ve iffetsizlik kavramı olarak anlam bulmuştur. Daha sonra bu kavram, Medusa’nın saçları yılan motifinde olduğu için erkek egemen zihniyetini simgelemiştir.  Cinsel mağduriyetlerinin hayatın her alanında hesabını soran, eşit haklara sahip olabilmek için savaşan kadınlar tepkiler göstermiştir. 
Her ne kadar kabul edilmiyor olsa da dünya ve insanlık kadın sayesinde var ve bu  sayede var olmaya devam edecek. Şüphesiz kadını hedef alan eril zihniyet kendini sanıldığı gibi yüceltmiyor aksine kendi zayıf varlıklarını ortaya çıkarıyor.