Tek Tip
Sansür varlığına hepimiz medya ve televizyon aracılığıyla aşinayız ve genelde basit bir şey olarak algılanır. Peki ama öyle mi?
Dilimize Latinceden geçmiş sansür kelimesinin sözlük anlamı kontrol altında tutmak, gölgelemek, yok saymak ve kapatmaktır. Eski Roma Döneminde, ahlaktan sorumlu devlet bakanlarına ''censura'' adı verilirdi. Bu kelimeden türetilmiş olan sansür sözcüğü, 20. yüzyıldan itibaren literatüre girdi ve ülkemizde de kullanılmaya başlandı. Sansür, çeşitli kavramların çeşitli yollarla kontrol altına alınmasıdır. Genelde hükûmet tarafından uygulanır. En somut amacı toplumu korumak ve devletin üzerinde kontrol sağlayacağı şekilde geliştirmektir. Genellikle toplumu etkileyen durumlarda/eylemlerde uygulanır ve ifâde özgürlüğünü bastırma amacı güdebilir.
Örnek verecek olursak Yıl 1933. Hitler dönemi Almanya.
“10 Mayıs’ta Alman Öğrenciler Birliği tüm yasaklı kitapları topladı. ..kitaplar Openplatz’a getirildi. Toplamda 25 binden fazla kitap üst üste yığıldı… Ateş saatler boyu yandı. Goebbels halkı gösterişli bir Heil’la selamladıktan sonra ateşin nedenini açıkladı ve öğrencilere devam etmelerini söyledi… Aynı gün Almanya’nın tüm kentlerinde kitaplar yakılmıştı.” Sonra da insanlar. Bu kitap yakma eylemi yüzyıllar boyunca önemli bir sansür çeşidi oldu çünkü henüz yayın ve iletişim kaynakları bu kadar gelişmemişken insanların ve toplumların şekillenmesinde en büyük kaynak kitaplardı, kitaplar geçmiş ve potansiyel gelecek arasındaki tek bağa sahipti.
Sansür insanlardan özgürlüğünü ve özgünlüğünü alır ve doğrudan bir toplumun körelmesinde en büyük etken olur böylece o toplum ve insanları üretkenlikten, sorgulamaktan, gelişmekten en önemlisi yaşamaktan ve gelecekten koparlar.
İnsanların ve nesillerin özgün kalabilmesi bir toplum için en büyük gelecek teminatıdır.
GAİA